Bugünkü köşemiz sahip olduğumuz en başarılı “Kahraman Hoca”ya ait. Onun adı Okan Buruk… Futbolda hangi görevi üstendiyse bir yıldız gibi parladı ve parlamaya devam ediyor. Galatasaray ve sonrasında İnter’deki oyunculuk kariyeri gurur duyulacak, örnek alınacak başarılarla dolu. Trabzonsporlu Soner’le girdiği ikili mücadelede ayağı kırılınca hepimiz çok üzülmüş, kariyerinin bitmesinden korkmuştuk. Ne var ki Okan Buruk doktorların verdiği süreyi daha da kısaltarak takımına dönmüş özel çalışmalarıyla eski performansını yakalamıştı.
Okan Buruk’un yaşamı her yanıyla kitap olacak zenginliktedir. Öyküleri anlatmakla bitmez. Hemen hocalık kariyerine bakarsak burada da zenginlikler var. Büyük ustalarının zaman zaman ihmal ettiği iletişim Okan hocada üstün bir beceri olarak dikkati çekiyor. Ünlü oyuncu Vedat Muriç Çaykur Rizespor anılarında ondan söz ederken “3. kaleci ile bile ilgilenirdi” diyor, “Onda muhteşem bir direnç vardı. Genç jenerasyona büyük bir enerjiyle destek olurdu. Bu vizyonu maalesef bizde yoktu!”
Akhisarspor’la Türkiye Kupası, Başakşehir’le Süper Lig şampiyonluğu ve Galatasaray’la üçü geride bırakan, dördü, beşi, altıyı kovalayan şampiyonluk maratonu. Eh böyle kariyere de şapka çıkarmamız gerekir.
Sergio Oliveira soyunma odasında hocanın elini sıkmayınca yollar çabuk ayrıldı. Hakim Ziyech uyumsuz, arkadaş ayıran, zor anlaşılır bir oyuncuydu. Zaha ise huzursuzdu, bir türlü mutlu olamıyordu. Okan Hoca üçüne de sabretti ve onları problem haline getirmeden gönderdi.
Bugün soylu bir şövalye olarak Bodo Glimt’e karşı kılıç kuşanacak Okan Hoca. Liverpool galibiyeti hem tribündeki taraftarı hem de yönetimi ve kadroyu coşturmuştu. Bodo Glimt benim John Carew’li Beşiktaş’la kaybettiği maç anılarımda mütevazı bir takım olarak yer alıyor. Bugünkü Glimt deve dişi gibi büyük ve zorlu bir ekibe dönüşmüş. Her şeye rağmen elbette Liverpool seviyesinde değiller. O nedenle Okan Hoca omuzundaki apolete bu akşam bir yıldız daha takabilir.
Sadece o değil, milletçe memnun ve mutlu oluruz. Hepimizin sevdiği ve özlediği memleket manzarası da bu değil mi!
Divan’da oturan 5 aday
Beşiktaş Divan Kurulu 5 adaylı olağan dışı kongresi ile yeni başkanını seçti. Yıllar önce Tercüman’da biz sporu kovalarken sevgili Ahmet Ürkmezgil de Kervan Yayınları’nın genel müdürüydü. Beşiktaş’ta çok iyi hizmet sınavları verdi. Genel sekreterlik gibi zor bir görevi üstlendi. Orada kazandığı tecrübe ve güvenle Divan başkanlığına aday oldu.
Bu yıl hayret ölçüsünde aday çokluğu ile karşı karşıya kaldık. Sevgili Ahmet başkan en yakın rakibine 200 oy fark atarken adayları destekleyen eski başkan ve yöneticiler de tartıya çıkmış oldu. Ahmet Ürkmezgil’i Fikret Orman, İsmail Ünal, Hüseyin Yücel ve Levent Erdoğan desteklediler. Tevfik Yamantürk’ün desteklediği Affan Keçeci, Ahmet Nur Çebi’nin destek verdiği Engin Baltacı, Murat Çelik’in listesinde yer aldığı Emir Tamer ile 5.aday Ahmet Akpınar hayal kırıklığına uğradılar. Kanımca projesi olan aday kazandı. Başarılar diliyorum. Sen işini bilirsen sevgili başkan.
Bu işte büyük “sakatlık” var!
Süper Lig kulüplerimizde, biliyoruz, işler “kesat”… Sahaya inip takımlara ve oyunculara bakınca manzara “sakat”a dönüşüyor. Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Öğretim Üyesi Dr. Taner Karaman önüme öyle bir liste koydu ki sinirlenip havalara sıçradım.
2012 – 2025 yılları arasındaki 13 yılda tüm Avrupa’da lig mücadelesi veren 1333 takım sakatlık tartısına çıkarılmış.
Birinci sırada İtalyanların ünlü kavgacı ekiplerinden Lazio var. 13 yılda 296 futbolcuları sakatlanıp tedavi görmüş.
Beşiktaş’a dikkat çekmişler, ikinci sırayı vermişler: 13 yılda 259 sakatlık! Beşiktaş ön sıralara geçer de ötekiler durur mu? Trabzonspor 244 sakatla 6., Fenerbahçe 225 sakatla 9., Galatasaray 210 sakatla 13. sırayı almışlar. Yani uçak olsa hepsi business! TFF Sağlık Kurulu Başkanı sevgili hocam Prof. Dr. Ömer Taşer’i aradım. Asistanı, “Hocamız sakat bir sporcuyu ameliyat ediyor” dedi. Hocanın nefes alacak zamanı yok. Aman bistüriyi kaybetme hocam.
Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/skorer/attila-gokce/en-kahraman-okan-hoca-7468600



