Hızlı başladı, hızlı oynadı, hızlı bitirdi… Bodo Glimt gibi kuzey ikliminin inatçı temsilcisini çok etkili ve akıllı bir oyunla devirdi Galatasaray. Alıştığımız Süper Lig oyunlarına benzemiyordu. Ne geçiş oyununa girdi, ne de Bodo’nun geçişlerine izin verdi. Galatasaray’ın yaptığı daha kolay anlaşılır, basit bir şeydi…
Bodo’nun enerji tüplerine karşı dokuz oyuncuyla savunmaya geçti. Basit bir savunma anlayışı değildi bu. Atletik bir çabuklukla, tilki duyarlılığıyla, aklın sükunetiyle 9 oyuncu kendi yarı sahalarında Bodo’yu bekleyerek, ikili mücadelelere girerek, kurdukları baskıyla gol fırsatlarını çabucak sağlayarak, akıl oyunlarını sergiledi Cim-Bom…
Dünkü oyun baştan sona bir Okan Buruk resitaliydi. Genç yaşta şampiyonluk gösterilerini derinlik ve renk kazandıran, heyecan katan hoca dünkü Şampiyonlar Ligi maçını da sabır ve sükunet ile kazandı. Elbette bu kazançta Galatasaray’ın oynayan tüm oyuncularını da kutlamalıyız.
Milli arada Nijerya’ya gidip Benin’e karşı forma giyen ve golleriyle muhteşem bir üçleme (hat-trick) yapan Osimhen çabucak attığı iki golün ötesinde saydığım altı mutlak pozisyona daha girdi. Bu adam attığı en profesyonel golde bile amatör heyecanıyla oynuyor. Bu yüzden iki golle şovunu yaptıktan sonra baskı altında amatörlüğü tuttu, golleri kaçırdı. Canı sağolsun…
Galatasaray’ın golcü dışında en iyi oynayanı Lemina’ydı. İlk golün asistini yaptı, bir 10 numara yaratıcılığıyla hücum senaryolarını sahneledi, oyunu çabuklaştırdı ve zaferde büyük pay sahibi oldu. Yunus Akgün’ü de kutlamalıyız. Attığı gol sabır ve inadın bir gösterisidir. Okan Hoca kazandı. Uzun ve düzgün bir yola attı kendini. Bu yolda kazaya uğrama olasılığı bence çok zayıf. Bravo hoca…
Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/skorer/attila-gokce/okan-hocanin-cocuklari-7469275