AYDIN HASAN/ANKARA- Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak işgale karşı milli mücadele için ilk adım atmıştı. 8 Temmuz 1919’da Erzurum’da bulunan Mustafa Kemal, askerlik görevinden istifa kararı aldı. Aynı günün gece yarısı kurmay heyetinde yer alan Mazhar Müfit Kansu’ya izleyeceği yol haritasının ana hatlarını yazdırdı. Mustafa Kemal, Kansu’yu “Bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak” diye uyardıktan sonra şöyle devam etti: “8 Temmuz 1919 sabaha karşı. Pekâlâ, yaz. Bir: Zaferden sonra hükümet biçimi cumhuriyet olacaktır.”

Cumhuriyet’in ilanı için hazırlanan Anayasa değişikliği teklifinin orijinal nüshası. Teklifin birinci maddesinde, kutu içine alınan kısımda, “Türkiye Devleti’nin şekl-i hükümeti cumhuriyettir” ifadesi yer alıyor. Bu maddenin kabulü ile Cumhuriyet ilan edilmiş oldu.
İSTİHBARAT DOĞRU
Mustafa Kemal’in daha milli mücadelenin başlangıcında zafere ve cumhuriyete inancı tamdı ama önce zaferi sonra uygun zamanı beklemek gerekecekti. Milli mücadele sırasında İngiliz istihbaratı, Ankara’daki gelişmeleri yakından izliyordu. İşgal yönetimi tarafından merkeze gönderilen istihbarat raporunda da “Ankara’dan alınan bir rapor, orada kurulan hükümetin gerçekte şeklen bir cumhuriyet olduğu ama halkın padişah hakkındaki duyguları nedeniyle bunun açıkça itiraf edilmediğini bildiriyor” deniliyordu.
Büyük Zafer, 30 Ağustos 1922’de sona eren Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile elde edildi. Ancak diplomatik zafer de beklenecekti. Lozan Antlaşması, TBMM’de 23 Ağustos 1923 tarihinde onaylandı. 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyet ilan edildi. Atatürk, Cumhuriyet’in ilanını 1927 yılında kaleme aldığı Nutuk’ta da şu ifadelerle anlattı:
SON GECE…
28 Ekim 1923, Çankaya Köşkü
“Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz! Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyetin ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar. O gece birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafirdi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık.”
ÖNCE PARTİ GRUBU
29 Ekim 1923, Halk Fırkası Toplantısı
“(…) Abdullah Azmi Efendi’nin, ‘Meselenin önemi meydandadır. Görüşme devam etsin’ diye yükselen itirazına rağmen yeterlik teklifi kabul edildi. Ondan sonra teklifimin bütünü ve arkasından da maddeler birer birer okunarak görüşüldü ve kabul edildi. Efendiler, Parti Grubu toplantısına son verildi ve hemen Meclis toplantısı açıldı.”
‘YAŞASIN CUMHURİYET’
Meclis, 18.00
“Saat 18.00 idi. Kanun teklifi, Kanun-ı Esasî Encümeni tarafından usulen incelenip tutanağı hazırlanırken, Metclis diğer bazı işlerle meşgul oldu. Sonunda, Başkanlık kürsüsünde oturan Başkan Vekili İsmet Bey (Eker), Meclis’e şu bilgiyi verdi: ‘Kanun-ı Esasî Encümeni, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda değişiklikler yapılması ile ilgili tasarının öncelikle ve derhal görüşülmesini teklif ediyor. ‘Kabul!’ sesleri üzerine, tutanak okundu. Teklif edildiği gibi öncelikle görüşüldü. Nihayet, kanun, birçok konuşmacının ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ sesleriyle alkışlanan konuşmalarıyla kabul edildi.
Saat 20.30’da kabul edildi
Atatürk, Nutuk’ta şu bilgileri veriyor: “Efendiler, Meclisçe Cumhuriyet kararı 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30’da verildi. 15 dakika sonra, yani 20.45’te Cumhurbaşkanı seçildi. Durum, aynı gece bütün memlekete bildirildi ve her tarafta gece yarısından sonra 101 pâre top atılarak ilân edildi.”
Atatürk oy birliği ile cumhurbaşkanı seçildi
Atatürk, cumhurbaşkanlığı seçimini de şöyle anlatıyor: “Ondan sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi için Meclis’te oylamaya geçildi. Toplanan oyların sonucunu, İsmet Bey (Eker) Genel Kurul’a şu şekilde bildirdi: “Oylamaya 158 kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına 158 üye, oy birliği ile Mustafa Kemal Paşa Hazretlerini seçmişlerdir.”
Cumhurbaşkanı olarak yaptığı ilk konuşma
Atatürk’ün cumhurbaşkanı seçildikten sonra Meclis’te yaptığı ilk konuşmada “Kanun tasarısının kabûlü dolayısıyla, Türkiye Devleti’nin zaten bütün dünyaca bilinen, bilinmesi gereken mahiyetinin, milletlerarası adıyla adlandırıldığı”nı vurguladı. Atatürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun tabii bir gereği olmak üzere bugüne kadar doğrudan doğruya Meclis Başkanlığı’nda bulundurduğunuz arkadaşınıza, yaptırdığınız bu görevi, cumhurbaşkanı ünvanıyla yine aynı arkadaşınız, bu âciz arkadaşınıza tevcih ediyorsunuz. Bu münasebetle, şimdiye kadar hakkımda gösterdiğiniz sevgi, samimiyet ve güveni bir defa daha göstermekle, yüksek değerbilirliğinizi ispat etmiş oluyorsunuz. Bundan dolayı yüce hey’etinize gönlümün bütün samimiyeti ile teşekkürlerimi arz ederim.”
‘Eserleriyle ispat edecek’
“Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükûmetin yeni adıyla, medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir. Arkadaşlar, bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir.”
Atatürk, konuşmasını şöyle bitirdi: “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mes’ut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”
Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/gundem/ataturkun-turkiye-cumhuriyeti-icin-3-dilegi-mesut-muvaffak-muzaffer-7473082



